Sevgili Günlük, Yönetemiyoruz, çünkü artık CRM falan kalmadı ortada! “Hanım ve Bey” dediğim için az kalsın dayak yiyecektim… Gayrimenkul danışmanları olarak girdiğim hayatlarındaki yerim, beni en sonunda nüfuslarına geçirmekle son bulacak sanırım. Evlerinde pijamalarım bile hazır siz düşünün artık 🙂 Geçen hafta beni arayıp: A&N– Aysun! Cumartesi mutlaka gelmen lazım! AC– Ehem şey kem küm…
Teknolojinin gelişmesi ve globalleşme nedeniyle stres artık günlük hayatımızın bir parçası maalesef! Uzun süreli strese maruz kalmak, fiziksel sağlığımızı, akıl sağlığımızı ve sosyal ilişkilerimizi olumsuz yönde etkileyen en önemli nedenlerden biridir. Son zamanlarda ülkemizin içinde bulunduğu durum maalesef hepimizi daha da strese sokmakla birlikte günlük rutin stres kaynaklarımızın da liste başına yerleşmiş durumda. Toplumsal olarak…
Türkiye’nin son zamanlarda iç karartıcı tablosu malum, hepimizi yıprattı, üzdü ve hala üzmeye devam ediyor. Her gün şehit veriyoruz, ocaklara ateş düşüyor, gelecek kaygısı yaşıyoruz, iş kaybı korkusu yaşıyoruz… Haberlerde hiç güzel bir şey duymuyoruz son günlerde! Ekonomimiz ne olacak belirsizlikler büyük maalesef… Merak etmeyin size siyaset yapmayacağım burda. Güncel yazılar yazmadığım için toplumsal konulara…
Dışarıdan bakıldığında bu mesleğin ne kadar kolay göründüğünün farkındayım. Hani bir söz vardır “dışı seni, içi beni yakar” diye. Bu meslek tam da böyle bir meslek işte. Herkes için kolay göründüğünün farkındayım. Sertifika alıp, bir ofis açıp, bir kartvizit bastırıp anında para basmaya başlandığı yanılgısına kapılmayın sakın. Yurt dışında “broker” olmak için minimum 5 yıl…
Öncelikle sabırla çalışmanız gerektiğini söylememe izin verin. Biliyorum çok klişe bir cümle ama iş sabırlı olmaktan geçiyor. Her gün bir tuğla koyduğunuzda bir de bakmışssınız ki gün gelmiş kocaman bir imparatorluk kurmuşsunuz kendinize. Bunun çok kolay olmadığını hepimiz biliyoruz, zaman alıyor. Yarı yolda vazgeçip ya da sabırsız davranarak bir bir ördüğümüz tuğlaları yine kendimiz yıkıyoruz,…
Hepimiz insanız ve hatalar yaparız. İstemeden de olsa sevdiklerimizin kalbini kırarız bazen. Hata istemeden yapıldığı sürece hatadır zaten. Dahası hatalar büyümemize, olgunlaşmamız ve gelişmemize katkı sağlar, özür dilemesini bildiğimiz sürece. Hatasız kul olmaz sözünü hepimiz biliriz ve çoğu zaman bu sözün arkasına sığınırız. Peki ya özür diliyor muyuz? Karşımızdaki kişiden nasıl özür dileyeceğimizi biliyor muyuz ?…
